25 Temmuz 2017 Salı

"Değerlerimiz"i eşcinsellikle değersizleştiremeyiz!


Harun Kolçak'ın öldüüğü günün ertesinde yazmıştım benzer bir yazı. Ünlülerin eşcinselliğinin ima edilmesinin arkasında bir art niyet aranmamalı ama eşcinsellik, homofobik ve erkek egemen dünyada kötü olarak algılandığı için, heteroseksüele eşcinsel demek kadar eşcinsele eşcinel demek bile kabul edilemiyor. Sadece eşcinselin yakınları değil, eşcinselin kendisi bile açık eşcinsel olmaya ceasret edemiyor içselleştirilmiş homofobisindne dolayı. Cengiz Semercioğlu da şikayet etmiş köşesinde ünlülerin arkasından gerçekler neden dile getirilemiyor diye ama o Harun Kolçak'ın uyuşturucu ile ilgili sorununa dikkat çekmiş sadece. Eşcinsellik hayatın bir gerçeği önüne geçilemeyecek olan ve geçmeye çalışmanın akıl ve mantık dışı olduğu. Hal böyleyken, hayatın gerçekleriyle yüzleşerek dürüst yaşamaın huzur getireceğini bilinerek neden insanlar üstlerinde nefrete dayalı bir baskı oluşturmasına zemin hazırlarlar ki? Bu aslında sadece eşcinselliğe yapılmış bir baskı değildirve tüm eşcinsellere zarar vermektedir. Sanatçı duyarlılığının geniş çaplı bir barışı destekleyecek nitelikte cesur olması gerekmez mi? Aslında en hümanisti, en dürüstü, en sosyalisti, en demokratiği, en liberali, en özgürlükçüsü bile, iş eşcinsellik olunca o kadar cesur olamıyor ne yazık ki. Aslında açık eşcinsel olunca adam yemiyorlar ve kendi suyuna göre de değirmenini-çarkını döndürebiliyorsun, aç kalmıyorsun, çevren de bir süre sonra gerçekleri kabul etmek zorunda kalıyor zaten. Bu ülke Zeki Müren'i paşa yapmış, isimsiz bizler mi açık kimliğimizle yaşayamayacağız ayol? Günümüz sanatçıları gizlenerek neyi muhafaza ediyorlar anlayamıyorum. Hayran veya paradan mı ibarettir hayat? Bir eşcinselin başına gelebilecek homofobiyi önlemek daha değerli kılmaz mı sanatçıyı? Ben eşcinsel değilim, eşcinsel olsam söylerim, diyen sanatçılar aslında homofobiyi-eşcinsel karşıtlığını pekiştiriyorlar. Bunun farkında değiller mi ki gizli eşcinsel sanatçılar? Farkındalar da duyarlılıkları işte o kadar sanırsam. Üzülerek söylüyorum ki samimiyetsizler bir de. Uzaktan seviyoruz-meviyoruz bu sanatçıları ama bir arada olsak, hayata bakış açımıza tesrs düşecekleri için hiçbir değerleri kalmayabilir gözümüzde. Lafı fazla uzatmayıp konuyu bağlamak gerekitse, Gülten Kaya, Harun Kolçak'ın ardından sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunmuş ‘Sevgili kumam, canım Harun Kolçak’ diyerek. Harun Kolçak'ın ardından her şeyi konuşabiliriz ama eşcinselliği asla. Ahmet Kaya'ya en ağır lafları edebiliriz ama eşcinselliği konuşamayız. Çünkü onlar heteroseksist dünyanın sanatçılarıdır ve eşcinsellik kelimesinin ucu heterosekssit dünyaya dokunur. Eşcinsellik hastalıktır, sapıklıktır, günahtır, DEĞERSİZ olduğu için de değerlerimizle yan yana koyamayız! Ben bir eşcinselim ve toplumun gözünde bir değerim olamaz! Neye göre..? Dine göre mi, ahlakçılığa göre mi, erkekliğe göre mi..? Ayrımcı değil mi peki bu unsurlar? İnsan haklarını, demokrasiyi ihmal etmiyor mu bu değer dediğimiz unsurlar? Oysa karşı cinsi sevmenin kendi cinsini sevmekten ne üstünlüğü olabilir konu sevmekse? Bakış açın cahilceyse ve belden aşağıysa, zaten ne söylenebilir ki? Bilinmezliklere bilimden daha çok değer veriyorsanız bir şey söylenebilir mi? Erkek egemenliğine, heteroseksizme inanç en üst seviyedense, bir şey söylemek haddimize mi? Ama bir gerçek varki, internet çağında özgürlükçülere baskı daha bir tepki yaratıyor. Muhafazakarlaşan toplumlarda insanlar daha da susturulmazlar mı? diye düşünebilirsiniz. Hayır susturulamazlar. Çünkü dünyadan bihaber yaşamıyoruz artık. Umudumuz, özgüvenimiz evrensel özgürlükten cesaret alıyor. Yalnız olmadığımızı, bizim gibi özgürlükçülerin olduğundan şüphemiz yok artık. Çünkü ülkeler arası sınırlar olsa da, düşünceler arası sınırlar yok artık günümüzde. Globalleşen dünyada beyinler de küresel artık!
Not: Konumuz şu veya bu ismin eşcinsel olup olmaması meselesi değildir. Kimse olayı kişiselleştirip basitleştirmesin lütfen.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder